şiir

umut - alparslan nas

Vedat Kamer tarafından Sa, 30/01/2007 - 11:43 tarihinde gönderildi

zaman seninle
hiç olmadığı kadar hızlı

geri dönüşümsüz tüm umutlar

bir tekneydi yaşadığımız
köpükler arkada bıraktığımız
sevincimizdi

kim bilir
yolumuzun üzeriydi tüm acılar
ama unuttuk

ama “umut”tuk…

attım gemilerimi sularına
hâlâ özlüyor musun?

bu şiirler içimin müsveddeleri - ulaş nikbay

Vedat Kamer tarafından Pa, 17/12/2006 - 18:59 tarihinde gönderildi

hangi güneşi kararttık biz
hangi bataklığı kuruttuk
hangi anahtar kilidi
ve hangi balkon ölümü!

bu şiirler içimin müsveddeleri
karbon kâğıtlarıyla sendeki izdüşümleri
ve imge imge ölüyorum, gör beni…

bak! bu nehirlerin nereye akacağı belli
çünkü bir balkon sanrısında her şey…
bak! tüm alkışları size ömrümün
ne güzel oynuyorsunuz
içimin müsveddeleri

sırılsıklam oldum
daha yeni kuruyorum aşkına
bir yokuştan indim
bu ikinci yağmur!
ayaklarım çamur içinde
yine yağmurun esiriyim

şiire çekiyorum içimi

totur - gökçe polatoğlu

Vedat Kamer tarafından Pa, 17/12/2006 - 18:56 tarihinde gönderildi

zamanın birinde, uçlu bucaklı ege denizi ortasında küçük bir ada vardı. deniz ve taze meyve kokusuyla süslenmiş bir masaldı o uzak adada yaşadığım. (masallarla büyütülmüş çocuklar inanır ancak masallara, o çocuklar yaşar masalları.) bahçeler içinde büyütülmüş bir prensestim, sabahın en erken saatinde toplanmış, uyandığımda beni en çok sevindirecek şeyler olan, taze incir, erik ve armutla beslenen. çilek rengi yanaklarım vardı o zaman, sonradan sarardım böyle. kocaman bir adam vardı, yaralarıma bakardı. hiçbir yaranın izi kalmazdı.

direniyor-d-um - emre harç

Vedat Kamer tarafından Pa, 17/12/2006 - 18:53 tarihinde gönderildi

I

Ne kadar çok umutsuzluğu anlatan
Gergin ve mutsuz bir yüzün olmuş…
Temmuzdan kalma bağ toprağı gibi kurumuş.
Doğum günün değildi temmuz…

Bu şehrin arka sokaklarına benzerdin o zamanlar.
Aynı anda kanardı bilekleriniz
Ve kış gününü anımsardım üstünüzde
İs kokan bir karanlıkta saklardınız,
Sevdaya ait mazinizi.

Sokaklar hep pis sularla yıkanırdı.
Heyelan yemiş çocuk bahçelerinde
Bozacı bağırışlarının hüzünlü yankısındaydı,
Sana kavuştuğum mevsim.

Temmuz değildi biliyordum.

litany - billy collins (çev: akın demirci)

Vedat Kamer tarafından Pa, 17/12/2006 - 18:42 tarihinde gönderildi

                Ekmek ve bıçaksın sen,
                kristal kadeh ve şarap
                - Jacques Crickillon

Ekmek ve bıçaksın sen,
kristal kadeh ve şarap.
Sabah yeşilliği üzerindeki çiysin
ve güneşin yanan çarkı.
Fırıncının beyaz önlüğüsün
ve aniden uçan bataklık kuşları.

oyala - emrah altınok

Vedat Kamer tarafından Pa, 17/12/2006 - 18:40 tarihinde gönderildi

Pencereni aç.
Bu gece üşü benim için.
Rüzgârın içinden sesleniyorum,
sesim ay ışığı.

Kapın çalmayacak bugün.
Kalkamadığın yatağının
en sıcak boşluğuyum.
Al beni odana.

Sana bütün arabeskliğimle
gelmeliyim, anlayacaksın.
Bu gece sesimi şiire gömdüm,
tozunu aldım imgelerimin.

Pencereni aç,
perdeni arala,
arada bir defterini karala,
bu aşk en dağınık karyolada,
yaz hepsini bir bir,
gerçeği bugün oyala.

1. litany - selçuk yamen

Vedat Kamer tarafından Pa, 17/12/2006 - 18:39 tarihinde gönderildi

        Ben yürüdükçe yürüyor içimdeki bahçe

-Çok öncesi-

farkında değilim hayatın
yosunların, bahçe duvarlarının
sözcük oyunları, bakımsız ağaçlar
aynalarda bir hiçim
yüzsüz… yüksüz
tekhücrelilerin ilki
doğanların, ölenlerin ilki
denizlerin, rüzgârların ilki
Litany! Litany! Litany
henüz sen de yoksun

arsenik - mehmet ulaş oral

Vedat Kamer tarafından Pa, 17/12/2006 - 18:33 tarihinde gönderildi

Söz geçirmez yeleğinle oturmaktayız hâlâ
Her düşten eğitimsiz acılar çalan yeleğin; yüzün bir de
Sargı bezlerin, merhemlerin…
Her yarayı kapatabilecek şeylerinle
Kim bilir, hangi zamandayız, hangi yüzyılda,
Hangi anlamsız kişileriz sessiz ve karanlık düşünen?
Çiçek Pasajı’ndan aşağılara, daha aşağılara iniyoruz.
Tünelden bir tramvay kalkıyor yalnızlığıma
Ve sonunda oluyor olan, ay kümbeti ile yalınayak kalıveriyorum masamda

[isimsiz] - turgut çetin

Vedat Kamer tarafından Pa, 17/12/2006 - 18:24 tarihinde gönderildi

Mektup almış bir mahkûm yüreği
Su sesi duymuş bulut korkusu
İnadına İstanbul
İnadına hasret çektiğim
Alışamadım kendi sesimi duymaya
Alışamadım suçluluğun ağırlığına
Masum olmayı özledim

Sahip olamadığı şeyleri arayan bir gezginci gibi
Sen
Bir fil ölüsü bana
İlgi çekici bir iğrençlikle bakıp
Asaletimi kemiklerimde aradın.

bir katliamın fotoğrafını çekiyor gözlerin - alper akdeniz

Vedat Kamer tarafından Pa, 17/12/2006 - 18:21 tarihinde gönderildi

                yunus bekir yurdakul’a

şiir kokuyor üstün
ıpıslak olmuş palton
çok mu ağladılar omzunda?
anlat bekir abi.

insanlardan kaçıyorum
en çok da kendimden
azalırken güneşin ışıkları
kapatırken kapılarını israil
cesetler üzerime geliyor
yardım et bekir abi,
çocuklar ölüyor.

ne çok doğuyoruz
onlarca yüzlerce doğuyoruz
bir katliamın fotoğrafını çekiyor gözlerim
bu çocuklar kimin bekir abi!

gidiyorum bekir abi
korktum! belki bir durak sonra