direniyor-d-um - emre harç

Vedat Kamer tarafından Pa, 17/12/2006 - 18:53 tarihinde gönderildi

I

Ne kadar çok umutsuzluğu anlatan
Gergin ve mutsuz bir yüzün olmuş…
Temmuzdan kalma bağ toprağı gibi kurumuş.
Doğum günün değildi temmuz…

Bu şehrin arka sokaklarına benzerdin o zamanlar.
Aynı anda kanardı bilekleriniz
Ve kış gününü anımsardım üstünüzde
İs kokan bir karanlıkta saklardınız,
Sevdaya ait mazinizi.

Sokaklar hep pis sularla yıkanırdı.
Heyelan yemiş çocuk bahçelerinde
Bozacı bağırışlarının hüzünlü yankısındaydı,
Sana kavuştuğum mevsim.

Temmuz değildi biliyordum.
Dokunmaktı belki de, suya dokunurdu dudaklarımız.
Tertemiz ‘bir beden’ olurduk;
Benlerimizden doğururduk bizlerimizi.

Lacivert satenler gibi kayardı
Ayak bileklerinden dudaklarım.
Suya dokunurdu kanarcasına,
Kanardı bir ihtiyarın dudaklarından, sözlerinden…

Gece yarısı çöpün başında ağlardım.
Sokaklarda lüks otomobiller dolanırdı.
Duraklarda beklerdik saat başları
Ve o lastikler ezerdi yüreklerimizi.

Yoksuldum; yokluk adımız oluyordu.
Lüks hayatlar kanını emiyordu duyguların.
Temmuzlar değildi doğum günün…
Sen ki bir muhtıradan yıllar sonra doğmuşsun;
Bu hikâyenin şaşkın kahramanı olmuşsun…

II

Ortak bir yanımız vardı seninle
Bir kemanın kopan teli gibi…
Geldiğinde ayrılık vakti,
Yüzüne vurur şamarını.
Anımsarsın o zaman keman tellerini:
Herkeste bir kamçı.
Sana vurur; bana ve ona…
Başın ellerinin arasında, derin düşüncelerde.
Hayatını kuracağın yollardan geçersin öylece
Ve tetik düşürür ölümüm,
Eski bir andan kalma alıntılarla.

Yaşıyoruz gene,
Karşılaştığımızda görüşmek üzere.
Çok önceleriydi, ne kadar zaman önceydi ?
Ve az önceydi buradaydın.
Sanırım bir hastalıktaydım, anlamalıydım.
Martı çığlıklarıyla uyandım, deniz uzaktaydı
Ve keman sesini duyan birileri gibiydim biraz da.

Dört duvar gibisin:
Mahkûmun üstüne gelen,
Geldikçe gelen,
Geldikçe gelen…
Temmuz değildi biliyordum.
Yazılarım gibiydi yazdıklarım, yazamadıklarım.

Sonra diğerleri gibiydi.
Senin onları gördüğün, onların seni gördüğü gibi.
Benim bildiğim gibi seni…
Bitirmek istediğin yok etmek.
Tarihinde mızraklarıyla savaşan
Asil askerler gibi,
Terli yüzleri, kanlı elleri,
Ve evleri…
Evlerinde gözleri,
Yitirilmiş bir meydanda erkeklikleri…

Bir kadının düşünde o anda,
Beyaz bir mendile kanayan elleri…
Temmuz değildi biliyorum;
Ama hâlâ
Direniyorum…