şiir

vasiyet - özge dirik

Vedat Kamer tarafından Çar, 07/02/2007 - 12:39 tarihinde gönderildi

«ki en kötüsüdür,
ölümden sonra da istemek.»

Benden firar eden dünyadan,
son isteklerimi taşırken bana,
dikkat et; aynı olmasın torbanın rengi,
ayağına giydiğin galoşlarla.

Şu bizim yan odada,
Kürt kaşlı kız çok inledi dün gece,
boştu yatağı,
bugün iyileşmiş, tahliyesi olmuş,
inandıramadılar bana.

Bir uçlu sakla da göğsüne,
teninin kokusu olsun izmaritinde.
Bu yalnızlığı biz yaratmadık,
bilakis tütünü bile dost eyledik kendimize.

bende hüzün şeker nasıl öyle - osman erkan

Vedat Kamer tarafından Çar, 07/02/2007 - 12:37 tarihinde gönderildi

Ben oldum olası bulut falına inanırım
Bende hüzün şeker nasıl öyle

Ben oldum olası
Sumru yüreği;
Ham bir yıldızın sütdişlerinde,
Güneş köpüğü dudaklarına susarım.

Ben oldum olası
Kaç sanrı kaç ölüm eder zamanın
Dipsuyunda;
Deniz,
Üstüme üstüme gelir gözlerinde.
Koşarken sana kalbim, ceylan nasıl öyle

Ben oldum olası
Her gece
Karnı burnunda bir martıyla
Yitik bir şairin
Sarımor;
Tütün telvesi dudaklarında,
Kanlı izmaritlerini içerim tutkuların.

Ben oldum olası
Mevsimler; kuyruksuz akrep sözcüklerle kuşatılır.

namlu uçları - tekin gönenç

Vedat Kamer tarafından Çar, 07/02/2007 - 12:33 tarihinde gönderildi

sonra gittin sen
kendi acılarına dilsiz

yarısı küskün bahçelerde güldüğünün
yarısı sürgünlerde

ışıklar içinde binlerce ada
kulaç kulaç sokulurken denizlerine doğru
aldırmadın gittin

yaralı dağlara gömdün yanılgılarını da
tek bir kurşunla yanı başında vurulan
o can arkadaşın gibi

şimdi açılan her mektubunda
sonu gelmez postal sesleri
ve yırtık asker türküleri

sen de öğrendin sonunda
açlığımız da bizim
umulmadık namluların ucundadır
tokluğumuz kadar

son umut - polat onat

Vedat Kamer tarafından Çar, 07/02/2007 - 12:29 tarihinde gönderildi

uykunun sınırları silikleşiyor zihnimde
zamanla zindanımda birikiyor yalnızlık
usulca elimi tutuyor gölgem
demirden şiirle örülmüş
paslı parmaklıklar ardında.

çiçekler büyürdü her bebek nasıl büyürse
bazı insanları küçültürdü akışkan zaman
durduğu yerde duruyordur bütün kayalar
yaşardım sürekli yaşayacağımı sanarak
ve kocaman sevdalanırdım kötü kızlara
bu hücreye hapsedilmeden önce.

uzaklarda bir yerde havai fişekler atılıyordur
kırmızı yeşil coşkuyla gökyüzünde
yağmurun yıkadığı caddelerde

kaçak prenses - vedat kamer

Vedat Kamer tarafından Çar, 07/02/2007 - 11:20 tarihinde gönderildi

Yıldız Tepesi Sarayı’ndan
kaçmış prenses
—Boğaz Köprüsü’nden geçen
bir otobüsün içinde—
mavi gözlü bir adamın
omzunda uyuyakaldı

Uykusundan kalkmış
—kaçak— prensesin yüzünde
isimsiz bir izdi
hangi rüyadan kaldığı bilinmeyen

Kahverengi gözlerini kaçırmış şair
düşünmekte: “Nasıl yazmalı ayrılığı?”

beyitler - osman serhat erkekli

Vedat Kamer tarafından Çar, 07/02/2007 - 11:15 tarihinde gönderildi

LIII

Her aşk bir şifre midir
Tanrısallığın kilidinde

LVIII

Saatimin ileri gittiğini yeni fark ettim
Ben geri kalıyorum

LXIII

Bu evren, Tanrı’nın
Aşka tuttuğu bir lamba olabilir

LXIV

Kanımız şarabımızdır bizim
Ölüm bağbozumu, rind olan herkese

LXVIII

Tanrı, kumruyu yalnız olarak düşünemiyorum
Ama beni düşünmüş demek ki…

LXX

Çocuksu bir gerçek
Hiçbir rayın, hiçbir trenin sonsuz olmadığı…

köhnemiş evlerin çürüyen anılarında - gökçen göksal

Vedat Kamer tarafından Çar, 07/02/2007 - 11:01 tarihinde gönderildi

Süprüntü ihtişamların kısırlığına yaslanan irkilmeler

savrulurken etrafta

Vadesi dolan küçük bir ateş topunun,

askıntı olduğu urganın çapı dolanıyor

Düşük oktavlı ahlaksızlıkların eteklerine

Uzatıldıkça aldığım,
Ayak diretmelerin büyüttüğü çift renkli bir dua
Gecelerimi pay ettiğim yalnızlığımın kambur sırtlı nefesi.

Ayrıntılara bölünen şefkatimin acınası sefaleti,
Nikâh kıyarken, iki bilinmeyenli bir denklemin paydalarına
Ağırlığınca derin bir gökyüzü tecavüz ediyor

Şehrin taşınırlığına muhtaç mahallelerine

yakın / uzak: bedensiz umutlar - kadir sönmez

Vedat Kamer tarafından Çar, 07/02/2007 - 01:34 tarihinde gönderildi

Dokunamam sana
Ve yalnızlığına.
Çünkü yasaktır
Bahar gelmeyen bu şehirde
Yani yanlışlıkların coğrafyasında
Bir aşka dokunmak.

Her gülüşün biraz daha
Acıtıyor hayatımı.
Bu kadar yakınken
Uzaktan baktığın
Ruhuma
Bedensiz umutlar bıraktın.

/Yeniden yaz tarihi
İçinden çıkılmaz bir karmaşayı
Yeniden yaz
Ellerinle./

nisan 2002

insancıklar - burcu deneri

Vedat Kamer tarafından Sa, 06/02/2007 - 10:16 tarihinde gönderildi

küskün değilim size ademin çocukları.
hansel ve gretelin masalındaydık sadece,
sizler pastadan evimi kemirdiniz.
usulca sokulup tüm iştahınızla,
masumiyeti kirlettiniz.
usulca gülüyorum şimdi!
kazanımda kaynatıp, size dair tüm heveslerimi.
içimin ateşiyle körüklüyorum,
gözyaşlarımın şiddetini.