şiir

naşidlik kâfidir bana - bayram balcı

Vedat Kamer tarafından Cu, 09/02/2007 - 23:29 tarihinde gönderildi

çağın girdabına yuvarlanan postmodern ilişkiler
siler zihin penceresinde canlanan görüntüyü
hırslanınca insan kavrayışın yönü buğulanır
zıt kutuplar arasında hedefsizce savrulur

alkolle boğulan vicdan artığı zavallı çırpınışlar
insanı ecelsiz yakalar uyanışın hakikat halleri
dağılır rüzgâra ihtiras çemberinin hesap pusulası
giderek artar bedesten hayatımızda iyuduşkalar*

ay demirden değil ağzıyla da kirlidir
geçer akçedir her kılığa girebilen yetenek tacirliği
budur ve sonsuzdur mişvar arasında yenilgi

abbas - m.met altun

Vedat Kamer tarafından Cu, 09/02/2007 - 23:26 tarihinde gönderildi

Dert suyla büyür mü Abbas
Dert!
Ot değil, mantar değil, gül değil
Çınar değil Abbas

Büyür mü çocuk hüzünle
Hüzün!
Sevinç değil, bilye değil, süt değil
Oyun değil Abbas

Hüzün acı su Abbas
Ateş susar, kül kusar
Abbas ah Abbas
Su susar, çocuk susar
Savaş değil

Susa susa Abbas
Dicle çoşsun, Aras aksın
Gitsin Abbas
Sen burda kana kana böyle
Susa Abbas

bahar şarkıları - arzu çur

Vedat Kamer tarafından Cu, 09/02/2007 - 23:19 tarihinde gönderildi

1. Âşık Kadının Bahar Şarkısı

Şiir yazmak için iyi bir gün
sigara nazikçe duman salıyor
ben ısınmış bir taş gibi
halimden memnun
kök salıyorum bulunduğum yere

Dışarıdan gelen çocuk sesleri
bakkalda takılan yeniyetme delikanlıların
taze gülüşlerine karışırken
sevgilim uyuyor
duruyor tepede güneş

Sıcak bir bahar bu gelen, renginden belli
belli kuşların kanadına konan ışıktan
balonlardan, uçurtmalardan
kızların kısalan eteklerinden belli
erkeklerin çapkın bakışlarından

ınvece - oylun pirolli

Vedat Kamer tarafından Cu, 09/02/2007 - 23:16 tarihinde gönderildi

Güvensiz yanlar var bana seslenişinde
Beni başka isimlerle doldurur sesin
Çoğalmama azalır gibi sevinişin
Gelmez olur seviştikçe yüreğime

Kuytularımda doladığın zincirlerle
Bir sevmek; senden, Sensizlik kadar büyük
Kendini yer gibi bir kurt açlıktan
Biliyorum ki bıçaklanacağım sana durduğum yerde

Günleri karartmam
Sen ağlayasın diyedir.
Kadarlığında giderir her hüzün kendini
Kalmak, burdan seslenebilir şimdi Aşk’a
Martı çığırt-kanlığında Sen’ler
artık başka suskun sevilir

Bende her acının mutlu bir nedeni vardır oysa

yiten adam - baran esmer

Vedat Kamer tarafından Cu, 09/02/2007 - 23:13 tarihinde gönderildi

Adı çıkmış çocuğun, ağlıyor cümbüş!
Bir orada haylaz,
bir burada mahpus.
Yoksa kahrımıza müebbet mi yedi yine?
Sen söyle kadın:
memesinden şefkat çağlayan ak.

Babaların kırdığı dala biniyor bak!
Avuçlarından yakalandı şehri,
şimdi yürüyor, yollar açık.
Sağdan gidenler sağa sapsın,
soldakiler utangaçtır, tanıdık.

boyalı mendil - m. tahir sakman

Vedat Kamer tarafından Cu, 09/02/2007 - 02:50 tarihinde gönderildi

—gece, içimize doğru uzanan kaldırım gibiydi. ve gece,
alnımızda yeşeren rüzgârlı bıçak yarasıydı—

kimin yazgısıydı bizi kollarında büyüten
ve büyüdükçe yok eden
fikirler inançlar çıngıraklı yılan gibi
yollarımıza döşendikçe
ölümdür sanki hediyesi yaşamın
ve yarınlarımız için
bir mayın gibi patlar ensemizde

hesaplar kitaplar içinde
yönsüz yollar aradık
ateştik sular içinde
suyduk ateşler içinde
o kadar çoktuk o kadar kalabalıktık

bahara ileti - ayten suvak

Vedat Kamer tarafından Cu, 09/02/2007 - 02:39 tarihinde gönderildi

Nasıl istersen
Önce saçlarını dağıt
Bak nasıl huylandı rüzgâr
Kızıl gölgelerin ucunda
Sen dalgalı Bahar
Tut onu bütün hışmınla
Sonra içerilere sokul
Tel tel durul düş yağmuru
İkiz tepeleri yalayarak
Damla damla sal kestane ağacına
Alevden gölgeleri
O esrik rüzgârdan deli
Dağılmış perçemler bir ışık seli
Ve coşkun bir ırmak yağmura karışan

[isimsiz] - tuğba irat

Vedat Kamer tarafından Cu, 09/02/2007 - 02:37 tarihinde gönderildi

Parmak uçlarımın yetkinsizliğine gülüyorlarmış
Gülsünler
Onlar nereden bilecek
Bendeki ölü denizi
Bir fırtına kopsa, kasırgalara kapılsa her bir yanım
Sonra kulak kesilip dinlesinler
Meltemlerin çaldığı ıslıkları yakamozlara,
Parmak uçlarımda yarattığım

mümkün olabildiğince romantik bir aşk şiiri - serkan ışın

Vedat Kamer tarafından Cu, 09/02/2007 - 02:31 tarihinde gönderildi

oradan geliyordum
kumpaslarla teyellenmişti yol başları
mengenelerle falan kesiliyordu kavşak
ara sıra güneş çokça ay
kimi zaman zifiri dört bucak

–kaçmam kurtulmam için hepsi–

apartman odalarında ve annemin
pek sevdiği tuhaf basamaklarla
boğuşuyordum ellerim dudaklarım
bacak aram böbreklerim alçıyla sıvalı
elbette virajlar paslanmıştı
elbette heyelan mıntıkasına girmek
yasaktı
ve elbette
durup dinlenmek…

dörtlükler - osman serhat erkekli

Vedat Kamer tarafından Cu, 09/02/2007 - 02:26 tarihinde gönderildi

I

Şunu anladım; dudakların
Elleri ayakları var
Dudakların dudakları var
Öpüşen

II

Kedi
Bütün gün
Yeni yüzyılı bekledi
Ben yorgundum

III

Yıllarca deniz şiirleri yazdım
Kara dedi ki: Ey şair
Deniz annense ben babanım
Beni niye unutuyorsun

IV

Gecenin bu ilerlemiş saatinde
Yalnızlık sadece ama sadece kendi şarkısını mı söyler?
Gece bitecektir bir gün ama
Yalnızlığın adımları bitmeyecektir

V

Yeryüzü bozar dengeleri
Ruhlar eşittir oysa
Ne yazık ki biz bu –meleklerden adi– gökyüzünü de