oylun pirolli

ölüm-cek - oylun pirolli

Vedat Kamer tarafından Çar, 14/02/2007 - 16:29 tarihinde gönderildi

yalnız şiirin midir yaşama kafa tutan
ya da kızarmış ekmek kokusu
mutlu uyanmak….
ya kıyıya vuran deniz kabuklarını dalgalara fırlatmak?

/aşk için bir ikinci lazımdır/
çorbanda iki kaşık-nefes almak?
ya oradalığını bildiğin ve düşmediğin uçurumlar…
çocuğunu doyurmak mıdır ana olman
(şimdi tuttuğun nefesini bırak)
huzur, bir kedinin mırmırları mıdır
mırmırların mıdır bir kedi almak
yağmura değdiğinden ıslanmaz insan
yağmur dokunduğu herşeyi ıslatır
ölüm mutlak siyah mıdır;
ki bazen söz heceye benzer

DÜŞ-GEN & coda - oylun pirolli

Vedat Kamer tarafından Çar, 14/02/2007 - 07:56 tarihinde gönderildi

ben tüm bunları yazarken/
kurduğum her cümlenin
sana aitliğini düşün-düm

oysa her sözcüğün
ötesine koyduğum sözcük/
seni cümlelerin gerisinde bıraktı

sonra/
ben bunları yazarken/
benim ne anlattığımdan çok
senin ne anlayacağını düşün-düm

(…hep suyun karşı tarafındaydı görüntün)

istedim ki ben bunları yazarken
düşün
!

bazen uçmak kalmaktır
dedim
/penguenleri işaretledi sözlerin/

bin savaş açtım /bin savaş kazandım/
bir neden bulamadım yenilmen için
pençeleri sökülmüş bir aslanın

kardeşimin babası - oylun pirolli

Vedat Kamer tarafından Pt, 12/02/2007 - 20:57 tarihinde gönderildi

kucağımda bir kutu
avuçlarımda bir yaşam
maaş bordroları…
faturalar…
fotoğraflar…
birkaç kitap…
kendi tanıklığıyla kendini
haklı çıkaran bir hayat
içime çocukken diktiğim
büyümesine solan bu yüz
yıllardır bana bakan;
kör olduğum an’a düşman
ağırlığınca bir çırpıda geçiveren zaman,
şimdi nereye koysam «doldur» diyor.
baba’m öldü; yıllardır saklandığım
herkesin bir babası olması gerektiğinden öldü benim baba’m.

ben küçük büyümüştüm
başka bir şehrin kuytusuna uzandığında baba’m.

vidanjör - oylun pirolli

Vedat Kamer tarafından Ct, 10/02/2007 - 00:46 tarihinde gönderildi

eskisi gibi çağrılmıyor hiç-bir-şey.
bura’lı da değiliz artık;
-oralı hiç değil.
uzatıp-kısalıyoruz yinelenerek
yalancı çıkıyoruz her girdiğimiz doğrudan

ne zamandır uzağız «kor” tadına
beklenen; kişisel bir temmuz ortası’Dır.
yaşadığımızı görenler var bu arada
bu bir Sır’dır…..
bu bir Sır.

yakışırken olur–ol’unmaz sevdalara
dersler alıp, dersler veriyoruz……..parmaklar havada.
mutluluğun dönekliğine ucundan takılı
yaz ortasında bacalarımız tütüyor

büyüyor gereksiz’lerimiz; yol-yol sararıyor.

ınvece - oylun pirolli

Vedat Kamer tarafından Cu, 09/02/2007 - 23:16 tarihinde gönderildi

Güvensiz yanlar var bana seslenişinde
Beni başka isimlerle doldurur sesin
Çoğalmama azalır gibi sevinişin
Gelmez olur seviştikçe yüreğime

Kuytularımda doladığın zincirlerle
Bir sevmek; senden, Sensizlik kadar büyük
Kendini yer gibi bir kurt açlıktan
Biliyorum ki bıçaklanacağım sana durduğum yerde

Günleri karartmam
Sen ağlayasın diyedir.
Kadarlığında giderir her hüzün kendini
Kalmak, burdan seslenebilir şimdi Aşk’a
Martı çığırt-kanlığında Sen’ler
artık başka suskun sevilir

Bende her acının mutlu bir nedeni vardır oysa