özge dirik

zaman

Vedat Kamer tarafından Çar, 07/02/2007 - 15:55 tarihinde gönderildi

bir gün / Sedat Demirkaya

gün batmadan atlar baharı sırtlar
üç günlük ömrünün uykularını taşır eylüle
ne yağmurlar ıslatır beni ne rüzgâr savurur
istemem sarı yaprakların geniz yakan hüznünü
zaman akar avuçlarımdan
tüketir ayrılıkların ömrünü

vasiyet - özge dirik

Vedat Kamer tarafından Çar, 07/02/2007 - 12:39 tarihinde gönderildi

«ki en kötüsüdür,
ölümden sonra da istemek.»

Benden firar eden dünyadan,
son isteklerimi taşırken bana,
dikkat et; aynı olmasın torbanın rengi,
ayağına giydiğin galoşlarla.

Şu bizim yan odada,
Kürt kaşlı kız çok inledi dün gece,
boştu yatağı,
bugün iyileşmiş, tahliyesi olmuş,
inandıramadılar bana.

Bir uçlu sakla da göğsüne,
teninin kokusu olsun izmaritinde.
Bu yalnızlığı biz yaratmadık,
bilakis tütünü bile dost eyledik kendimize.

papatya - özge dirik

Vedat Kamer tarafından Çar, 31/01/2007 - 10:00 tarihinde gönderildi

Zamansızlığımdandır güzelliğim.
Yol kenarını mesken tutan papatyalar,
kurtaramazlar canlarını,
dikkatli çocukların tutkularından.

Bütün yapraklarım “sevmiyor” diye,
ucuz bir hediye olamam gerçi,
ama bilinir ki;
ne zaman bir çiçek dalında kurusa,
bir sevgili daha çok üzülür.

Yüzünü görünce onun,
ne de çok isterdim incinmesin.
Benden önce sen ispiyonlasaydın keşke
başka bir adama harcadığın sevgini.

Kırmızıyı esirgemeyen çay bardaklarının
ince bellerine dayanamadan,
beni de aldatıyordur belki,

*** - özge dirik

Vedat Kamer tarafından Cu, 29/09/2006 - 13:57 tarihinde gönderildi

                                dünyaya kamaşmayan gözlerine…

Umut tüketir zaman,
adının içinde ne varsa,
bire on oynar karanlıkta.
—gözler önceden okumalıdır ışığı—
geceden aydınlığa bir adımda sevgili,
haciz gelir ellerine bir yazarın.

yirmi yaş düşleri - özge dirik

Vedat Kamer tarafından Per, 14/09/2006 - 11:42 tarihinde gönderildi

Zorla dersinin başına oturtulmuşçasına,
gereklilik ve adımların köşe kapmaca oynar.
Elma şekerine dahi doymuş bir çocukluğun var senin,
görmediklerin var.

Ege’nin öfkesine sığmış bir gençlik,
sıfıra vuruşun en fazla.
aklındadır hep eskitilmiş ülke,
ne şaraplar ihraç edilir, içinde acısı.

Dört gün, dört mevsimdir.
Siyah-beyaz yaşantına renkli kalemleriyle,
oynaya oynaya bir çizik atar doğa,
bu oyuncağın afacanlıkta kırılacak ilk parçasısın.

Legal gürültüleridir öksürükler gecelerinin,