yalnızlığımı paylaş - alparslan nas
Bak, gör:
Ay ikiye bölündü.
Durma,
Sen de böl!
Yarısı senin,
Yarısı benim:
Sessizlik…
- yalnızlığımı paylaş - alparslan nas hakkında Devamını oku
- Yorum yazmak için giriş yapın ya da kayıt olun
Bak, gör:
Ay ikiye bölündü.
Durma,
Sen de böl!
Yarısı senin,
Yarısı benim:
Sessizlik…
dediler ki
nemrut’un doğduğu gece
tılfındır tepesinde
ayşo; kuru ekmekle
dudaklarını kanatan yoksul
bir kadını, yusufçuk kanıyla
efsunlamış…
o gün bu gündür
şeytan tanrıya küsmez
Bi’ Bir yosma arnavutkaldırımı kana boyuyordu. Ağzında bizim şarkımız,
şehir düştü yapışmış. Ve şehir kadını sarmalıyordu. Kadın sarmalandıkça azıyordu.
Renkli ve siyah beyaz
yine kan gördüm düşümde.
Ağladım, ağladım, ağladım
yalnızım:
Dört yanım dağdan duvar
duvar aşılır, sınırlar da
kanlı bir düş olursa dünya
kanlı bir toprak
kanlı bir yurt
kanla kurulur mu bir ülke?
Bir destana yazılır adım:
Adım ki, yurtsuzluğuma eş
adım ki, adsızlığıma kardeş
kardeşim!
Yalnızım, yalnızım, yalnızım
ey dünyanın çiçekleri… ya siz?
bir
yaş on dört kocaya varmakta
şafak sökmeden hayatı sökmektir toprakta
ben basmadan
tahıl basar yurduma
yalnızlığımı tırpanlaya tırpanlaya…
iki
(t)üreyen yaşam bitlerini tüketmektir
yorgunluktan kabaran başımda
ben okumayı sökmeden
yaşam söküldü canımda…
üç
ne iğneler battı
hiçbir iplik uymadı mizacıma
daracık bir nahiyeyim gözümün ucunda…
dört
kaç kocaya vardı yemyeşil kızlığım
kaç yaban beylik gördü
Rengini sorsam suya
Bir ah çeker uyanır
Sıyırır düşlerini üstünden
Geriye kirimiz kalır
Dönsem kuşları sürgün dala
Düşer başı vahlanır
Son izi de uçar baharın
Geriye cinayetlerimiz kalır
Düşgüllerim var
Rengini savursan gökyüzüne
Hemen çiçeklere
Taşa uçar, toprağa, suya
Umutlarım var
Gelincik kızıllığında
Sümbül morluğunda
Nergis aklığında
Ve çocuk saflığında
Umutlarımız var
Yakma ateşini öyle uzaktan.
Ben bilmem bu dili, söyle o sigarana.
Satma şu üşüyen göğsümü,
beni bekleyen kentin kalleş rüzgârına.
Titriyor ben uzaklaştıkça
her martının gözbebeği.
Ben bu soğukları bilmem;
böyle korkutma beni.
Dalgalar da mı alıp götürecek,
bu zaten batık korkuyu?
Bizim balık ekmek kokulu kıyılarımız vardı;
istemem al içimden bu satılmış uykuyu.
Bunu da mı yapacaktın etekleri sarp yangınım?
Geceleri korkusuz,
sokakları urgan düğüm toprağım…
Ben bu düğümü çözemem; ah yalan İstanbul’um,
«Kanunuesasiyim ama
başımda padişahım…»
Penceremin pervazında bir menekşe
Sizden iyi olmasın
Üç mavi açıyor kahkahalarla
Ne zaman geçse sokaktan
çocuk terlikleriyle şıpıdık
Yani siz geçseniz ne olur
Geçmeseniz ne
İşte o menekşe
Sizden iyi olmasın
Üçe kadar saymayı biliyor
Bir de o çocuğu şıpıdık
Kulağınızı yanaştırırsanız
Duyarsınız
Gözbebeklerini sayıyor
O çocuğun şıpıdık
İşte o menekşe
Sizden iyi olmasın
Bir de o çocuk
Terlikleriyle şıpıdık