Bi’ Bir yosma arnavutkaldırımı kana boyuyordu. Ağzında bizim şarkımız,
şehir düştü yapışmış. Ve şehir kadını sarmalıyordu. Kadın sarmalandıkça azıyordu.
Bi’ Şehir daha, daha yapışıyordu. Şehvetleniyordu. Özünü unuttu kadın.
kadın Özü şehri, hiç açılmayacak bi’ sandığa kilitleyip, çok derinlere gönderdi.
Bi’ Ya da böyle yaptığını zannetti. Ve hiç beklemediği bir gün şehir harap,
şehir düştü çaresiz, kimsesiz, yenik. D Ü Ş T Ü. Kadın da ağzında çikleti, bizim
Bi’ aşk şarkımızı mırıldana mırıldana sokuldu şehrin koynuna, onunla
kadın beraber düştü. Hepsi bir düştü. Kadın ve Şehir D Ü Ş T Ü!…
Bi’ Bir şehir bütün yosmaları ise boyuyordu. Ağzında popüler olmuş
kadın düştü bestemsiler. Ve yosmalar şehri seviyordu. Sevildikçe şehir daha çok sis,
Bi’ is üretiyordu. İs ürettikçe özünü unutuyordu. Özünü unuttu şehir.
şehir Özü yosmaları hiç uğranmayan bi’ caddesine koyup, tanınmamışların
D arasına gönderdi. Ya da öyle yaptığını zannetti. Ve hiç beklemediği
Ü bir gün kadınlar parçalanmış, iğfal edilmiş, kimsesiz, yenik. DÜŞTÜ.
Ş Şehir de, ağzında is kokusu, pislik yuvası sokuldu yosmaların
(E) yanına. Ama bir şey vardı. Şehir onlarla beraber
M Hepsi bir DÜŞ(E)MEDİ. D
E Kadın ve Şehir (beraber) DÜŞ(E)MEDİ!… Ü
D Ş
İ (E)
! M
E
D
İ
!
- Yorum yazmak için giriş yapın ya da kayıt olun