çeviri şiir: beyaz dağ apaçileri'nin şiiri - nice damar

Vedat Kamer tarafından Cu, 29/09/2006 - 13:51 tarihinde gönderildi

SUYA BATTIĞINDA NE OLDU GENÇ ADAMA

1

on iki gündür uykusuz o

sonra kuşattı onu su perileri

«gel, dans et bizimle» dediler

sular ülkesinin insanları
denir onlara
dans ediyorlar bizimle birlikte

suyun içinden geldiler onlar
çocuklarıydılar suyun
yumuşak tüyleri vardı tümünün

yakınımıza
suyun bittiği yere geldiler,
yanaştılar bize iyice
sıcacıktı elleri

sisler ülkesinin insanları onlar
sisin ufku kapladığı yerde
dans ettiklerini söylediler tümünün
geldiler
sisin çocuklarıydılar
tenleri
sisin yumuşak dokunuşu gibiydi

söyleşi: tekin gönenç

Vedat Kamer tarafından Cu, 29/09/2006 - 13:47 tarihinde gönderildi

Kuzey Yıldızı: Edebiyat dergileri hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Tekin Gönenç: Edebiyat dergileri son zamanlarda oldukça çoğaldı ve iyi ki de çoğaldı. Yeni dergiler aracılığıyla, amatör yazarlara ve yolun başında olan gençlere olanaklar yaratılmış oldu. Herhangi bir nedenle hakkını alamamış, belirli dergilerde yayınlanması gerekirken yayınlanmamış eserlere ve bu eserlerin yazarlarına yararları açısından, edebiyat dergilerinin çoğalmasının çok önemli bir girişim olduğunu söyleyebilirim. Bu tip yayınlarda süreklilik çok önemlidir. Ülkemiz koşullarında zor olmasına karşın dergiciliğe başlarken, derginin sürekliliğine inanmak ve devamlılığı ilke edinmek gerekiyor. Bu olmayacak bir şey değildir. Türkiye’de hep süregelen, özellikle şiir ortamında kendini gösteren bir durum da şudur: dergiler yayın hayatına başlarken bir bildirge yayınlarlar. Bu bildirgede derginin hangi amaçla yola çıktığından ve hâlen nasıl bir poetika izleyeceklerinden söz ederler. Fakat zamanla dergiyi yönetenler bazı nedenler yüzünden bildirgenin dışında kalabiliyorlar. Derginin bildirgesinde sözünü ettiği poetikanın sık sık dışına çıkması, derginin kimliğinden ödün vermektir diye düşünüyorum.

biri şiir okuyor (bşo) - ulaş nikbay

Vedat Kamer tarafından Cu, 29/09/2006 - 13:36 tarihinde gönderildi

      Sadık Güneş, Düşünen Siyaset Dergisi’nde yayımlanan «Kamusal Ağlamalar Hakkında Aydın Spekülasyonları» başlıklı yazısında şöyle diyor: «Entellektüel çevrelerin arabesk müzik konusundaki tepkilerinin poptaki yozlaşma ve bayağılaşma karşısında suskunluğa dönüşmesi örtük bir kabulün tezahürü değilse nedir?

oku - sedat demirkaya

Vedat Kamer tarafından Cu, 29/09/2006 - 13:21 tarihinde gönderildi

                                    —diye başladık söze—

bin yılların ışığını gören çocuk
fincan fincan açtı gözlerini
gönül penceresinin önünde
– büyülenmiş – dediler
sonra
aynasını yaratmaya koyuldu
anadilinin mayasından
ateşten gagasıyla
çıt
çıt
çıt
çıt…
renkten renge giren sözcükler seçildi
kanatlandı dizeleri
bulutları aşan sesiyle

sevimli bir kuğu hikâyesi - emre sururi

Vedat Kamer tarafından Cu, 29/09/2006 - 12:48 tarihinde gönderildi
A Lovely Swan Poem

The dead swans lay in the stagnant pool
They lay, they rotted, they turned around occasionally
Bits of flesh dropped off them from time to time
and sank into the pool’s mire
they also smelt a great deal

Paula Nancy Millstone Jennings

pusula - vedat kamer

Vedat Kamer tarafından Cu, 29/09/2006 - 12:38 tarihinde gönderildi

«Önümde uzayıp giden, geçmişimdir. Kendimi ona farklı gözlerle bakar kılmalıyım, dünyayı ona farklı gözlerle bakar kılmalıyım, Tanrı’yı ona farklı gözlerle bakar kılmalıyım. Onu görmezlikten gelerek yapamam bunu, ya da küçümseyerek, ya da yücelterek, ya da yadsıyarak. Onu yaşamamın, kişiliğimin geçirdiği evrimin kaçınılmaz bir parçası olarak kabullenmekle tam yapılabilir bu ancak: acısını çektiğim her şeyi onaylamamla.» - Oscar Wilde

kuzey yıldızı - özgür macit

Vedat Kamer tarafından Per, 14/09/2006 - 13:11 tarihinde gönderildi

Kuzey Yıldızı, bildiğiniz gibi, insanların umutsuzluklarında gökyüzünde onları hep aynı yerde bekledi. Yıldız ışığının bize düşündürdüklerini paylaşmak için çıktık yola. Sorumluyduk dostlara ve düşünmedik ne olurdu hava bulutlu olsa… [ocak 2001]

kırıktan mı sözlükten mi? - ulaş nikbay

Vedat Kamer tarafından Per, 14/09/2006 - 13:01 tarihinde gönderildi

Şiirin Yunanca karşılığı olan ‘poiesis’ yaratma anlamına gelmektedir. Öyleyse şiir eylemdir. Çünkü şair ‘verili dünya’yaSınırları çizilmiş, biçimlendirilmiş, hazır bulunmuş karşı kendi tavrını geliştirerek, yaratma eyleminin doruklarında gezinir. Şiir özünde «sokağın tavanı kadar«Mazlum Çimen’in bir dizesi özgürlüğü taşıdığından kalıplara uymaz. Şairin kalıplara uymak gibi bir sorunu da yoktur. Öyleyse şiirin tüm kalıpları, ayrımları aşan özgün bir duruşu olmalıdır.