sevilmeyen - erkan doğanay

Vedat Kamer tarafından Per, 08/02/2007 - 14:28 tarihinde gönderildi

I

Doğup eksildiğimiz yerde
Etrafımızı çevreleyen
O medar iklimde
Elimizde
Eteğimizde
Pek sevmezler bizimkileri
Soba bacalarının uzun direkleri dibinde.

II

Ardımızda kuru ayaz sözler;
Duyarız
Üç kağıtçı dediklerini
Serseri
Çırpıcı derler
Yine duyarız
Ve durmadan kamburlaşan sırtımız
Eski naçar bir gömlek eğninde
Serilir gözlerimiz
Ayaklarımızın pençesine.

Utancımızdan değil eğikliğimiz
Eğilmemiz utanılacak bir iş değil
Biz dünyadan teğet geçenlerdeniz.

III

Doğup eksildiğimiz yerde
Pek sevmezler bizimkileri

dörtlük - baran esmer

Vedat Kamer tarafından Per, 08/02/2007 - 14:25 tarihinde gönderildi

dört diyorum ulan
dört yanımda
dört başlı umutsuzluk
duyuyon mu ulan
senin başın
kaşın
hatta
tövbe tövbe
kuştüyü
yastıklar içinde
yüzüstü yatağa sürtmekte
önümde uçurum ulan
bayar caddesine bakıyor
dört yanı
kat kat
apartlar sarılı
göğe değil
aşağı kasımpaşaya
uzanıyor
sallanıyor
şeyler gibi
tövbe tövbe
anlayacağın sarhoşum
hatta elim kaysa
sana da kuştüyü yastığa da
çığlık gibi yellenip
yellere karışacam
dört diyorum ulan
hadi bir yanım duvar
üç olsun
üç yanım umuttan
yoksun

yolda - arzu çur

Vedat Kamer tarafından Per, 08/02/2007 - 14:11 tarihinde gönderildi

Isırgan soğuk çatlayan ellerini yaladıkça, arkana bakıp, uluyarak sana doğru koşuşturan kurt sürüleri arıyorsun. Çocukluğunun hayalleri arasına sakladığı bir dağ başı yolu. İnce ve ulaşılması zor tepeler. Çorak, ağaçsız, madensi ve ıssız.

Yağıyor kar. Hep de ıssız yollarda tipiye çevirerek. Otobüsün içi hep soğuk. Ellerim hep üşüyor. Bir de ayaklarım. Bir de burnumun ucu. Ne yaparsam yapayım, ısıtamıyorum.

Bu karda, bu tipide inip yürümek mümkün olsa, kardeşimle ben el ele tutuşup yürüyüversek, daha çabuk ulaşacağız Diyarbakır’a. Hatta bir kızağımız olsa daha da eğlenceli geçecek yolculuk.

barış için dört dize!

Vedat Kamer tarafından Per, 08/02/2007 - 14:01 tarihinde gönderildi

Barış dörtlükleri bir aylık bir çalışma sonucunda toplandı. Türkiye’nin yanı sıra Almanya, Hollanda ve Yunanistan’dan da şairler emeklerini bizimle paylaştılar. Bu dörtlüklerde ortak bir sözü farklı seslerden duyacaksınız.

Bu çalışmayı yaparken dünyanın başka ülkelerinde de barış şiirleri etkinlikleri yapıldığını duyduk. Aklın yolu bir değildir evet. Ama ölüme karşı hayat söz konusu olduğunda aklın yolu da birleşir: Savaşa karşı barış, ölüme karşı hayat.

Barışı seçiyoruz biz. SAVAŞA HAYIR!

Ey şairleri Türkçenin
Iraklı çocukların sesiyle
Söyleyin: Şiir barıştır

                                     ― Kuzey Yıldızı

yazarlar ve ütopya - henri barbusse (çeviri: sevgi tamgüç)

Vedat Kamer tarafından Per, 08/02/2007 - 13:33 tarihinde gönderildi

Yazarların ütopyacılarla birlikte olmaları gerekmez. Oysa sık sık birlikte oldular, ve çoğu da hâlâ bu tutumunu sürdürüyor. Onlar genellikle, hayalci ve duygularına göre davranan fantezi düşkünleri olduklarına ilişkin ağır eleştirileri hak ettiler. Çoğu zaman ciddi, enerjik ve hareketli bir yaşama tutkun olan olumlu insanlar, hor gören bir gülümsemeyle, şiir, öykü ve roman yazarlarına sırtlarını döndüler.
Yazarların aydınlık ve ileri görüşlü olmaları, doğruyu söylemeleri gerekir.

ikincil ruhla pisuar buluşmaları - I - özge dirik

Vedat Kamer tarafından Per, 08/02/2007 - 13:29 tarihinde gönderildi

Tanrı ile en çok annem öldüğünde tanışmak istedim, ama o yine keşmekeş kuralları ile oynaşıyordu.

İki asansörün de çağır tuşuna birlikte bastım hep, bu anlamda aldattım kadınları. Ama ben en son gelen asansöre biniyor, yolumu ezberimle değil hayallerimle buluyordum. Aldatılacağını düşünen kadınları aldattım en çok, onlarla kalarak.

Şansımı hiç görmedim. Truva atının kıymıkları vücuduma battı da tetanostan öldüm sanki. Ya da koskoca Truva zaferinden sonra vezir olmuş bir piyon olarak dönerken sarayına, karısının sersem sevgilisi tarafından sapan ile öldürülen bir fetihçi talihsizliği yaşadı hayatım.

ekmek arası patates - özge dirik

Vedat Kamer tarafından Per, 08/02/2007 - 13:28 tarihinde gönderildi

defolu gençliğinin ucuz pavyonlarında,
–git başımdan mı– sandın hayatı.
günde sekiz litre alkol vermesi için doktorun
şizofren olmalı ilkin.

senin dünya sandığın yuvarlak
–annenin güvelerini beslediği çeyiz sandığı–
senin dünya sandığın yuvarlak,
hâlâ öküzün başındaki bela.
bir denge tutturmuş o da,
dönüyor canı sıkıla sıkıla.

Azrail’i kan tutsa da,
sen yine de ortalıkta kesme bileklerini.
olur da kurtarırsa seni emniyet şeritleri,
ahiret için vazgeçtiğin şeyler kalmaz
kapışılırsa bileziklerin.
ayrılık bu,

aforizmalar - polat onat

Vedat Kamer tarafından Per, 08/02/2007 - 13:25 tarihinde gönderildi

♦ Her insan dünyadan büyüktür.
♦ Herkes en fazla ölene kadar yaşar.
♦ Yazarlar “kim oldukları” ve “kim olmaya çalıştıkları” arasındaki farkı anlamak için çaba gösteren kişilerdir.
♦ Yavaş yaşayan yazar.
♦ En yoğun arama şekli beklemektir.
♦ İnsanın kendi kendisiyle konuşması, en yakın arkadaşıyla birlikte düşünmesi gibidir.
♦ Doğada olmak geçmişte olmaktır.