pablo neruda - ulaş nikbay
“Şiir ancak insana dönük olduğu zaman insanca söz olur.”
- pablo neruda - ulaş nikbay hakkında Devamını oku
- Yorum yazmak için giriş yapın ya da kayıt olun
“Şiir ancak insana dönük olduğu zaman insanca söz olur.”
SUNU
Deniz Sarsıntısı adlı kitap, denizin içindeki canlıların ve onun sürekli yenilenmesinin kutsanmasıdır. Neruda’nın Kara Ada’da bulunan evinde, Şili kıyısı boyunca yaptığı uzun yürüyüşler sırasında yazılmıştır ve bu kitabın, Neruda’nın Kumdaki Ev ve Şili’nin Taşları adlı kitaplarıyla çok sıkı bağları vardır.
her şey geçer her şey biter
kalmaz aşkların da ortası
sihirler ustası
sözcük satıcısı
bir büyü yap benden herkese
duble olsun
rakıyı mercek yapıp şiire bakan
maviyi buzlaştıran, kayayı dumanlaştıran
ben miyim sen misin her şey mi deliliği berraklaştıran
ah çok yazık deme
acınması gerekmez
birçok tarihi vardır kullanılmamış aşkları olanın
ortadan başlamayı göze alanlara açık kitap
ve son satıra ulaşmayı beceremeyen utangaçlık için
bir duble fazladan için
usta!
kalsın!
bırak!
akmasın benden sözcükler
Arkadaşım adamı bana gösterdi: “Memleketimizin en bilge adamı bu!”
Bunun üzerine, arkadaşımdan ayrılıp kör adama doğru gittim, onu selamladıktan sonra konuşmaya koyulduk,
– Siz hangi bilgelik unsurlarına göre yaşamınızı ayarlıyorsunuz?
Kör bilge cevapladı:
– Ben gökbilimciyim.
Sonra da elini göğsüne getirerek sözünü tamamladı:
“Tüm bu güneşlerle ayları ve yıldızları gözlemlerim.” *
Dinçer Sezgin, 1939’da İzmir’de doğdu. Çanakkale Öğretmen Okulu ve Eğitim Enstitüsü-Edebiyat Bölümü’nü bitirdi. Dokuz yıl edebiyat öğretmenliğinden sonra, TRT’de 28 yıl boyunca prodüktörlükten spikerliğe bir çok görev alarak, bin beş yüze yakın program yayınladı. İlk yazısı “Tekerlemeler” Türk Dili dergisinde yayımlandı (1959). O tarihten bugüne, başta Varlık olmak üzere, Türk Dili, Gösteri, Oluşum gibi bir çok edebiyat dergisinde şiir, öykü ve yazılarını yayınladı.
su sızdı denize
bulutun gölgesi büyüdü
tenime yağmur değdi
ellerimi
en önce
sardunyalar beğendi
anamın canını acıtmadan
geldim dünyaya
önce ezan-ı muhammedi
sonra
üç kez adımı söyledi biri
sessizce çizdim
gelecekteki bahçemi
babama
cephedeyken söylemişler
dünyaya geldiğimi
iki kurşun fazla sıkmış
havaya
sırrı çözüldü doğmanın
doğmak
ilk ayrılıkmış meğer
insanoğlu var olduğundan beri
doğduğumdan bu yana
sardunyalar
gizlice gül kokar
ah ah onlar
güllerin yoksul ikindisidir
sökülen yerlerimi daima
«İşte bizim hikâyemiz
Öyle saf, öyle temiz»
— hayatı tanımlara sığacak
- Le Fanu’nün anısına
Carmilla
Kan kraliçem
Yıldızları tutuşturan güzelliğin
Ay gümüş soğukluğunda
Kan ve karın büyüsü
Ağararak uyuyan dünyaya inerken
Mavi buğunun kollarında
Üşümüş deniz
Sokul kuytularıma dalgalarınla
Aşk kan nehri
Aksın aramızda
Carmilla
Kızıl çizgiler çizen
Yosun renkli yarasa
Yoksa
Şarkını susmazdım
ışığa uymuştum bütün
ayaklarım gözüm hız
yakın durduğum yollara gideceğim
sana değdiğim akşamlar
çantamda huy
ellerimin ayasında ay
eriyen
sıcaklığı ruhumda buhur
aklımdı kendine soru
durmayı öğrendim
dökülmüş simlerinde camların
bulduğum resim
unutulmuş bir öğlen
eski yağmurların sesiyle
uyandığım sabahlar
kül
sesimde şehirlerin sisi
uzak yollara vuracağım
kendimi
unutacağım.