şiir

barış için dört dize!

Vedat Kamer tarafından Per, 08/02/2007 - 14:01 tarihinde gönderildi

Barış dörtlükleri bir aylık bir çalışma sonucunda toplandı. Türkiye’nin yanı sıra Almanya, Hollanda ve Yunanistan’dan da şairler emeklerini bizimle paylaştılar. Bu dörtlüklerde ortak bir sözü farklı seslerden duyacaksınız.

Bu çalışmayı yaparken dünyanın başka ülkelerinde de barış şiirleri etkinlikleri yapıldığını duyduk. Aklın yolu bir değildir evet. Ama ölüme karşı hayat söz konusu olduğunda aklın yolu da birleşir: Savaşa karşı barış, ölüme karşı hayat.

Barışı seçiyoruz biz. SAVAŞA HAYIR!

Ey şairleri Türkçenin
Iraklı çocukların sesiyle
Söyleyin: Şiir barıştır

                                     ― Kuzey Yıldızı

ekmek arası patates - özge dirik

Vedat Kamer tarafından Per, 08/02/2007 - 13:28 tarihinde gönderildi

defolu gençliğinin ucuz pavyonlarında,
–git başımdan mı– sandın hayatı.
günde sekiz litre alkol vermesi için doktorun
şizofren olmalı ilkin.

senin dünya sandığın yuvarlak
–annenin güvelerini beslediği çeyiz sandığı–
senin dünya sandığın yuvarlak,
hâlâ öküzün başındaki bela.
bir denge tutturmuş o da,
dönüyor canı sıkıla sıkıla.

Azrail’i kan tutsa da,
sen yine de ortalıkta kesme bileklerini.
olur da kurtarırsa seni emniyet şeritleri,
ahiret için vazgeçtiğin şeyler kalmaz
kapışılırsa bileziklerin.
ayrılık bu,

parafı kim vurdu? - polat onat

Vedat Kamer tarafından Per, 08/02/2007 - 12:57 tarihinde gönderildi

haydi haydi.çamura batmışım.com nokta
tere.oraya kaydedersin şifreyi.ölem
ölem hayriyem.susun lan.canım.bana
yazma.işte gidiyorum gurbet ele.senden
bir isteğim var.barış.ben tıraş veya diş
takımımı yanımda götürürüm.kapıyı
teklemeden geldi işte.düğün mü varmış.
biri çağırdı ama.yeni tanıştım kendimle.
üç hamlede mat.kendi çapımızda.senden
önce bir kişi oldu.belki bir. ya da bunu
bana getir.götürdüklerinle.çocuk
oradan konuşuyorduk muhabbet etmeden
ne bileyim.arızalar dolup taşar.gövdeni
taşımana gerek yok diyorsun.gelmedin.

bulutların sözü geçtiğinde - özgür macit

Vedat Kamer tarafından Per, 08/02/2007 - 12:10 tarihinde gönderildi

gökyüzü aşağı sağılır
dolgun memeleri bulutlardan
bir köylü kadınının keçi sağan
kirli siyah elleriyle
güneş aydınlatmaya çalışmakla yetinir
ayın sözü geçmez
ve siperlenmiştir yıldızlar

ebemkuşağının hükümranlığı
yedi rengin kavgası yükseklerde
yunan tanrıları gibi
kimin galip çıktığı bilinmez

ve biz / çocuksu
aldanıp renklerin parlaklığına
beyazı yediye parçalar
kurşundan askerler yaparız

ölümüne salarız
askerlerimizi mezopotamya’ya
bereketi talan ederler
ve füzelerimiz
bağdat gecelerinin
yalancı yıldızları

sen gelirsin aklıma - aziz kemal hızıroğlu

Vedat Kamer tarafından Çar, 07/02/2007 - 19:43 tarihinde gönderildi

gecikmiş bir çabaya çoğalır bazen parmaklarımız
telefon tuşları, yarım kalmış günce, avuç dolusu ter
tam orada bir düş-insan, senfoniye gök mavisi giydirmiş
sen gelirsin aklıma

anılar yaklaşır uzaklaşır, acılar eskir yenilenir
yüzümün camları kırıldıkça yara geçmez, ağrı dinmez
tam orada bir gerçek, hava gibi su gibi toprak gibi
sen gelirsin aklıma

haritalardan silinir gider kendini yenilememiş hayat
sevgisini eksik taşıyan suyla hangi menekşe büyür
tam orada sıkı bir dost, kirpiğine rüzgârlı şebnem yüklemiş

gittin, uzadı saatler - alper akdeniz

Vedat Kamer tarafından Çar, 07/02/2007 - 19:07 tarihinde gönderildi

sana «yaz» demedim
        bahardı beklediğim

en çok gecedir kendi sesini emziren
dışarıda büyük kavgalar var insanlık adına
senin de, benim de olmadığımız
bizim adımıza zaten ölenler var
hem de aynı gecede…

gittin, uzadı saatler
ölü kelebekler birikti
gözkapaklarımda.
hadi kapat kapıları
terk edeme beni

        sahi güneş hâlâ orada mı?

düşler terk edince gülüşleri
yitik kentlerin mezarlıklarına döndüm
bir tas suya hasret.

gülüşlerinin sonbaharında ağlardım - ulaş nikbay

Vedat Kamer tarafından Çar, 07/02/2007 - 19:05 tarihinde gönderildi

kayıp coğrafyasında
dolaşırdım şiir ülkesinin
her şey bir başkaydı
gözyaşlarım papatya

sesim yitik bir ülkede kaybolmuştu oysa
ve papatyalar akardı gözlerimden
ağlardım

sonbahar kirli sakallı bir ihtiyardı
mevsimin sarı yeleli sırnaşık rüzgârı
diş bilerdi o en güzel dünyaya
tomurcuktaki yaprağa

mevsimler taşırdım
uzun yolculuklardan
şiirimin kayıp coğrafyasından

papatyalar akardı gözlerimden
gülüşlerinin sonbaharında ağlardım

bulutlar arardım arınacak
yıldızlarımı alırlardı
kaybolurdum

asimetri - gökçen göksal

Vedat Kamer tarafından Çar, 07/02/2007 - 18:54 tarihinde gönderildi

Sis ve gölge, başaşağı senkron yalnızlığı
Kırılmalar, suda beliren yüz, deriden gömlek kıvranmalar.

Soru işaretlerinin avlusal denklemi, bedensel işlemler
Işık, sütun ve hiram, açık tonajlı matem esintisi
Cazibesi, kabuksu cepsel takvim
Tevatür.

Kanayan: içbükeysi derleniş, meselenin sondan bir önceki lafzı,
Hipnoz: Öteki ben

Kapıların üzerindeki yazmalar
Ay ışığının apsansında, cam bardaklarda kalan el izleri
Kızılca kıyamet,
Atomize olmuş bir yalıtılmışlık