Acısını bana gösteren kadın kilometrelerce yakınımdaydı dün. Kıvırcık saçlarına dolamıştı umutlarını. Çekince bir telini görüyor olmalıydı geçmişinin bembeyaz olduğunu.
Hiç dokunmadan anlattığımda gençtim daha. Şu kötü hayaller kurup, onlara ağlayabildiğim yaş. Sanırım aştı; takip mesafesini koruyamayanlara tanrının verdiği ceza.
Bir eli babasındayken diğer eli üşüyen ve zamanla üşüten çocukluğum avucunda paslı jiletler sıkıp intikam büyütmeye başladı. Üşüyen elime babamın bazı ihtiyaçlarını —çocukların anlayamayacağı ihtiyaçlarını— sömüren bir hanımefendi ne zaman refakat etse, üç kere kitlerdim kafamın kapısını.
Sonra acısını bana gösteren kadın anlamını çaldı, öznesi jokerli intikam yeminlerimin.
Bana acısından tattıran kadın, unutturuverdi defolu aynalara benzeyen insanları.
Dünyaya güzelliğini bin parça kapatan o kadın, baş başa kaldığımızda dün, sıyırdı yüzünden maskesini.
Aman Allahım;
daha güzel bir kadın…
[24 eylül 2003] {778}
- Yorum yazmak için giriş yapın ya da kayıt olun