uçmayı unutan şehir - fatih nergiz

Vedat Kamer tarafından Çar, 14/02/2007 - 14:46 tarihinde gönderildi

Sarı düşlerinden kıvranarak uyanışının,
Uçmayı unutan bir şehirde yaşanan ihanetin
Anlamı nedir?
Kadraja bıraktığın gülümsemenin
altında sakladığın mermi çekirdekleri
Hangi yanından alçalmakta.

Bu solgun evler, anlamsız kar yığıntıları
Bacalardan kusan ölüm ilanları
Resminden sonra elimde kalan
Son köprülerdir.

Kantarların ayarsız topuzu,
 Evvela söylemediğin küskünlüğünden midir?
Hangi yanımı yaslasam ağır gelen
         Habersiz bırakılmışlığım
Dağlardan, şehirlere özenip
             uçmayı unutarak dönüşümden midir?

Tüm aklı başında kalemleri, kâğıtları ve anlamlı cümleleri yakarak
Elimde tütün kokularıyla inişim
Kafamda ölümsüzlüğün idrakiyle
Ayın son gününde mazgalların üzerinde
Parmaklarımın ucundan
Üç kişiden birini
yedeğimdeki kelimelerimle boğduğumu
Anlamak istemeyişini
Kitab-ı sevmene bağladım.

Bir devletin küllerinde
         Günah kadar eski yaralarımı
Şirinden kayalarla dağlayışının sancısını
Cam kırıkları ile dedemin anlattığı
Savaş ganimetlerinden anımsıyorum.

Göğsünden beslediğin sancaklarla
Yolumu kaybedişime seyirci olmadıysan
Bu ellerimdeki kan rengi darağaçları
Hangi otel odasında
         Hangi kamyoncunun cinnetidir.
Ve eğer bu okuduğun
Dudağındaki kahramanların
Aklından geçenler değilse
—suflesiz—
neden her seferinde,
yeniden mezar taşlarımı
barbar şövalyeler yazıyor.
Şimdi son bir fırsatla
 bir cevabın varsa
Onu da mevsimime bağışla
Biten bir iklimin ardından…