mezar - cankız onur

Vedat Kamer tarafından Pa, 17/12/2006 - 18:36 tarihinde gönderildi

Öldürüldüğünü bilmiyordum. Bugünlerde kimse de senden söz açmıyordu ki nereden bileyim!
Geçenlerde, pırıl pırıl bir gündü. Hazır annemden izin koparabilmişken ve sessizlik ihtiyacım için vakit ayırabilmişken şehir mezarlığına gittim. Bu mezarlıkta hiç ölüm yok benim. Yani yoktu.
Dalgın ve yarı meraklı mezar taşlarının arasında dolaşırken birden adına rastladım! “Yok” dedim içimden, “bir isim benzerliği olmalı.” Sonra doğum tarihine baktım, aynıydı ve tam ölüm tarihine bakmaya çalışırken fark ettim ki, senin mezarının taşı daha yapılmamıştı. Geçici bir tahta parçasına adını, doğum yılını ve okuyamadığım ölüm tarihini çiziktirivermişlerdi yalnızca. Toprağın daha kabarık ve koyu kahverengiydi. Belliydi daha taze ölüydün! “Hay Allah” dedim seslice “bir şaka olmalı.”
Ben pervasızca dolaşmak için tanımadığım mezarlıkları seçmişken bu nasıl bir şakaydı böyle? Mecbur yarıda kesip sessizlik ihtiyacımı çıkışa yöneldim. Tam kapının yanında bekçi kulübesi vardı. “Sakın” dedim “sakın girip sorma.” Girip bekçiye sordum. “Abla vallahi geçenlerde gömdüler onu, cemaati de pek cılızdı, öldürülmüş mü ne… Katilini bulamamışlar!”
Allak bullak olmuştum. Hemen eve gidip son günlerin bütün gazetelerini karıştırdım. Senden haber yoktu. Anneni arayayım dedim. Cesaretim yoktu. Karar verdim kendimce Sherlock Holmes’cilik oynayacaktım. Senin anına katilini bulmaya karar verdim. Zaten bu aralar pek işim gücüm de yoktu ve senin ölümüne hâlâ inanamıyordum. Hem belki bu sadece bir rastlantıydı, belki sadece isim benzerliği. Seni aradım. Hattın kapanmıştı. Son telefon konuşmamızı hatırladım. “Artık beni aramazsan seni aramayacağım” nasıl da rest çekmiştim sana… O günden sonra bir daha aramadın. Eh gerçi ben de seni aramamıştım!
O gün tüm zamanımı seni ve olmuş/olabilecek her şeyi düşünerek geçirdim ama bir türlü senin ölmüş olabileceğini doğrulayacak bir şey bulamamıştım. Saate baktığımda gece çoktan güne dönmüştü. “Eh bu kadar yeter bugünlük” dedim kendi kendime ve yattım… Uykusuzluğu uyumak kolay olmamıştı elbette.
Yeni güne gözlerimi açtığımda artık katilini biliyordum. Seni BEN öldürmüştüm, hem de hiç farkına varmadan, anlamadan ama işinin ehli bir katil edasıyla… Sen benim öldürdüğümü fark ettiğim ilk (l)eşimdin, eh sonrası kolay artık!..