mr. and mrs. brown - gökçe polatoğlu

Vedat Kamer tarafından Per, 14/09/2006 - 12:01 tarihinde gönderildi

mr. and mrs. brown mutlular mı cehennemin dibindeki yuvalarında? they’ve got two children! onlar bile… mr. and mrs. brown olmak bile daha iyi bir şey bu an için. ama yapabileceğim hiçbir şey yok. bekleyeceğim. dudaklarım erirken, içimde bir yerler daha eriyecek. geriye dönülemez ölüm adımları. içimden bir şeyler ölüp gidiyor ve engel olmak imkânsız! böyle olması lazım! neden? neden hep benim başıma gelmesi lazım? çok mu yanması gerekiyor canımın? her şey hep benden yana olurdu bir zamanlar. bir zamanlar başıma kötü şeylerin hiç gelmeyeceği bir zaman vardı. onun hep yanımda olduğunu gösterir zamanlar. onun bir tek benim tanrım olduğunun ispatı zamanlar. böyle mi büyümem gerekiyor? en hassas yerimden daha ne kadar vuracaklar beni? ağlamayacağım. beni kahretsin. ağlamayacağım. cezam bu. cezamsa bu… daha kaç gün var peki? kaç gün var bu kara yılın bitmesine? daha kaç boş bakış göreceğim? daha kaç pencere pervazı var görmediğim? bu kent bu yıl dünyanın en ıstırap verici yeri oldu. büyümek dediğim dip! en dibi… en dipte, kentin en berbat noktasındayım. işin kötüsü ne kadar berbat olduğumun da farkındayım. farkında olmayan günlük güneşlik insanlar gibi aptal da olamıyorum bir türlü. sürekli şüphe. ama benim yine de bilgilerim var. bu yıl da bitecek mesela. bu ıstırap bitecek ve koca lanet kalkacak üzerimden. her zaman bitmedi mi? bildiğim bu! tek merak ettiğim kaç gününün kaldığı. günlerce, aylarca gün sayabilirim ama tam bitti derken birdenbire eşek gibi teperse dayanamam artık. bilmem lazım. bu soğuk daha ne kadar sürecek? soğuk, soğuk ve kara kış… sonra her şey geçecek. zaman… zamanla geçip gidecek her şey. acısı yüzyıllarca sürecek sandığım çoğu yara geçti işte. her şey pürüzsüz ve güneşli olabiliyor. en azından birileri için… geçmiş günlerin acılarıyla ezilmeyecek beynim. unutulamaz mı? geçmez, sökülmez yapışkan bir acı mı hayat? öyle olsaydı… öyle olsaydı bugün intihar ederdim. geçeceğini bilmeseydim, gidemezdim bugün gideceğim yerlere. hiçbir şeye dayanamazdım. sokak ortasında sızlanan bir prenses! neye yarar ki? en büyük acılar. en büyüğü bile geçiyor. işte bu yüzden. bugün yeniden ölüp yeniden doğacağım. fonda en arabesk bir müzik. yavaş yavaş doğrulacağım. «düşmedim daha.»