kuzey yıldızı - özgür macit

Vedat Kamer tarafından Pt, 05/02/2007 - 21:22 tarihinde gönderildi

1. Emek - lemek:
Doğumum güneşin Ağrı Dağı’ndan doğumu kadar sancılı oldu. Ebemin kanlı ellerinde –dağların berekete gebe bacak araları olan vadilerden kan kırmızısı bir sabaha yükselen güneş gibi– ağladım. Ahbın ayıydı nitekim hâlâ burnumda hissederim o zamandan kalma taze tezek kokusunu.
Göbeğim bozulan kanla düştü. Anneme âşık oldum henüz beşikteyken. Tüm aşklarım gibi bu da kısa sürdü.
Başımı kaldırmaya gücüm yettiğinde kundağa girmeye direndim. Sonraları –insan olduğumda– anladım hayatın da bir kundaktan ibaret olduğunu ve aşkı kundakladım düşüncelerimde.

2. Kale - m:
Okumayı – yazmayı yulaf tarlalarında davar yayarken ağaç kabuklarında ve kurumuş, çatlamış toprakta öğrendim. A’dan evvel Elif’i benimsedim. İlk kalemim dedemin kılıcıydı ve o zamanlar benim de kendime ait gizli bir alfabem olmasaydı insan olduğumdan da şüphe edecektim.
Kâğıda mürekkep yaymayı öğrendikten sonra ona acı çektirmeyi sevmeye başladım. Bu yüzden –ve hâlâ– yazarken kalemi öylesine bastırırım ki kâğıdın inlemelerini duyarım.

3. Kelebek:
Arabesk hayallerim oldu ve sekizimde aşkı merak ettim. On yedimde ilk defa bir çam ağacının bağrına kalbimi kazıdım, kelebek çakımla. Bundan sonra kalbim hiçbir zaman bi kelebek kadar özgür kılamadı kendisini.
Parmağımı kesip kan akıttığımda on sekiz yaşımdaydım.

4. U - ç - u - r - u - m:
Ben ki bugün dudaklarım prangada yaşarım ve gözlerimde fer kalmamıştır artık, sevgiye dair bir söz söylemeye dilim varmaz.
Yüreğimde kör bir kuşun hüznünü taşırım. Her yaşımda ayrı bir iş uydururum. Bu sene kendime iş olarak düşünmeyi seçtim.
Oysa yarın rakı sofralarından eve küfelerle taşınacağım.

5. Sonra:
Sonra idama mahkûm olacağım. Bir de başkalarını kalbimin içinde taşımaya…
Ve vakti geldiğinde bile beklemiyor olacağım güneyden esen rüzgârı. Bir su damlası olacak boğazımdaki, bir kör düğüm olacak dudaklarım.
Kar mı özlem mi yağıyor, anlayamayacağım.

6. Ölü - m:
Ben ki öldüm ve sonra umuda yeniden doğdum –dağların berekete gebe bacak araları olan vadilerden kan kırmızısı bir sabaha yükselen güneş gibi– Oysa âşık olmamayı hayatımda bir kez başarabilmiştim. Âşık olmayı da…
Ve siz ki belki bugüne kadar umutlarınızın farkında olmadınız, belki umudun ne demek olduğunu bile öğrenemediniz… İşte siz, gözlerimde korkuyu göremeyeceksiniz yastığım yerinden kalkıp yürümedikçe.

7. Umut:
Benim kitabımda umut yazılıydı eskiden ve şimdi yine umutlardır bana ölçü, sonsuz ise dar.
Umutlar ki zifiri karanlıktan ışığı, ışıktan sevgiyi özümlemektir. Umutlar ki insan doğasından şiiri okumak, şiiri yaratmaktır.

Umutlar ki biz tüketmeye çalıştıkça onlar kedi encikleri gibi türeyecekler.