çeviri şiir: anne rouse - nice damar

Vedat Kamer tarafından Per, 07/09/2006 - 14:06 tarihinde gönderildi

Şair, Washington D.C.›de, 1954’de doğmuş ve Virginia’da büyümüştür. Liseyi bitirdikten sonra, bir süre çalışmış, boyacılık ve evlere telefon kabloları döşeme gibi işler yapmıştır. Telefon işçiliğinden ötürü Virginia ve Kuzey Carolina’da çokça dolaşmıştır.
1974’te İngiltere’ye gelip, Londra Üniversitesi, Bedford College’a tarih okumak için girmiştir. Buradan iyi derece ile 1978’de mezun olmuştur. Bir yıl işiyle ilgili araştırmalar yaptıktan sonra, Kuzey Londra’da hemşire olmak için girişimlerde bulunup, başarı ile gerekli niteliklere ulaşmıştır. Hâlâ hem sendikalarla hem de sağlık politikaları ile ilgileniyor. Şimdi, 1986’dan beri yaşadığı yer olan Iskington’da hayır işleri ile uğraşan bir kuruluşta çalışmaktadır.
Şiirleri, İngiltere ve Amerika’da, Atlantic Monthly, London Review of Books ve The Observer gibi dergilerde çıkıp, The Independent ve Washington Post’da yazıları yayınlanıyor. Bu arada şiirlerinden bir kısmını Carol Rumens, Yeni Kadın Şairler adlı antolojisine almıştır. İlk kitabı olan Günbatımının Ateşi de Şiir Kitapları Derneği’nin salık verdiği kitaplar arasındadır.

(Şairin, Günbatımının Ateşi adlı kitabından)

OLIVER REED GİBİ BİR DOKTOR

Yıkıyor ellerini, düğümler atıyor
Bir çanakta, tuvalet deliği kadar düzeysiz.
Sırtı cezbeder mahallesini.
Aletleri: gümüş, pamuklu kadife üstünde,
Anatomi odasının olurları,
Uyum içinde tanısıyla.
Dik başlıdır, içinde rengârenk paltoların,
Av köpeği gibi, öğrencilerine göre.
Rengi dönüyor hemşirelerin, sayrılar kızarıyor.
Kötücül yaptı onu ölümler,
Söyleniyor: korktuğu onlardan.
Bir şeyler öneriyor, kanser gibi acı ve yavan
Sert bir içki ya da bir düello.

FAHİŞE

Korunduk rüzgârdan, güvenli bir limanda.
Yolcular, şık giysileriyle önemli adamlar
Bekliyorlardı rüzgârın bir fısıltısını.

Sonra, karaya çıktık,
Beyaz atlet ve şortlarla, çocuksu bir grup, ve önderlik ettim onlara
Eski kasabada, geçerek süslemeli kapıdan.

Bilmiyordum ne bulacağımı, bir fahişe ararken.
Çekip açtığımızda perdeyi
Uyuyordu hücresinin zemininde,

Güdük, biçimsiz,
Ama sorun çıkarmayan parada, sanki biliyor dansının
Bize gerekli olduğunu,

Ve bizim alay,
Avlunun ışığından kızarmış, yalnızca geçebilir buradan,
Onun gülüşünün boğazından.