taş avluya uzanırken gün
akşam güneşine yaslarım yüzümü
gölgeler uzar böğrülce köklerine
gök / su yangın… ufuk cehennem
yasemin kokuları alır ancak
yitik gülüşlerimi kızıllıktan
bu saatinde günün
nedensiz seni düşünürüm
öpüşlerin diş izi
hercainin yapraklarında mor
gölgesini paylaştığımız palmiye
nakarat boşluğu içimde
kaygan patikalar yorgun dizlerim
yitik odaların serinliği
pencere arkasına sığdı yaşam
bu saatinde günün
havada kar kırılır / mevsim yaz
mavi bilyenin bilmem kaç dönüşüne
ayarlanmış ömrün sancısı
bir şeyleri parçalar / birleştirir
boğulur bir kaşık suda zaman
uzayın en uzak yerinde
sönük yıldızlara
kendi karanlığıdır gece
bu saatinde günün
şiir konacağı dudağı arar
- Yorum yazmak için giriş yapın ya da kayıt olun