âşık mahzuni şerif

Vedat Kamer tarafından Pa, 17/12/2006 - 18:50 tarihinde gönderildi

“Ozan; bulunduğu halkın tarihini, mevcut yaşamını ve geleceğini ince, çok hassas bir mesuliyetle sazlı kültüre döken insandır.”

1940’ın başlarında Afşin’in Berçenek Köyü’nde doğmuştur. On iki yaşından bu yana halk ozanlığı geleneğini devam ettirmiştir. Toplumsal sorunların neden ve sonuçlarını sorgulayan, toplumsal hemen her konuyu eserlerinde bilinçlendirici bir şekilde dile getiren halk ozanlarımızdandır. 1956 yılında Berçenek’e gelen ilkokuldan mezun olur. Berçenek’in okulsuz yıllarında, Elbistan’ın Alembey Köyü’nde, Lütfü Efendi Medresesi’nde Kuran eğitimi almış, Eski Türkçe okumuş ve yazmıştır. 1957 yılında Mersin Astsubay Okulu’na gider. 1960 yılında Ankara Ordu Donatım Teknik Okulu’nu başarıyla bitirir. Başarısının gereği Kuleli Askeri Lisesi’ni aynı yıllarda hak eder, ancak aynı dönemde ordudan ihraç edilir. 1961 yılından itibaren, sevip gönül verdiği yoldan giderek, yüzlerce plak ve kaset yapar. Hakkında yazılan ve yazdığı kitaplar uluslararası edebi tartışmalara konu olur. 1972’de Gaziantep’teki evi kundaklanır. Ozanın tüm ödülleri ve arşivinin yandığı söylenmektedir. 1962-1988 yılları arasında çeşitli saldırılara uğrar, hapse girer. 1989-1991 yılları arasında ‹Halk Ozanları Derneği› genel başkanlığını yapmıştır. 1997 yılının Haziran ayında Almanya’da beyin kanaması geçirip, Almanya’nın Ulm şehrinde tedavi görür. 1998 yılına gelindiğinde elli sekiz kaset sahibidir. Dünyanın yaşayan üç büyük ozanı arasında birinci sırayı alır. Birçok yabancı ülkede deyişleri değişik dillerde okunmuştur. Tüm türkülerinin yer aldığı sekiz kitabı bulunan ozanın, Bektaşi Kültürünün ve Anadolu Ezgilerinin dünyaya tanıtılmasında önemli bir yeri vardır. 2001’in başlarında rahatsızlanarak, kalp ve solunum yetmezliği nedeniyle, JFK Hospital’da yoğun bakım altına alınmıştır. 2001’in Mayıs ayında, günümüzün Pir Sultan’ı Aşık Mahzuni Şerif, bir kez daha ölümü yenmeyi başarır. ‹Pir Sultan Abdal Dernekleri› genel merkez disiplin kurulu başkanlığı, ‹Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı› yönetim kurulu üyeliği ve ‹Ozan-Der› onur kurulu başkanlığını yapmıştır. Sekiz çocuk, dört torun sahibi ozan, 17 Mayıs 2002’de vefat etmiştir.

İşte Gidiyorum Çeşm-i Siyahım

İşte gidiyorum çeşm-i siyahım
Önümüze dağlar sıralansa da
Sermayem derdimdir servetim ahım
Karardıkça bahtım karalansa da

Haydi dolaşalım yüce dağlarda
Dost beni bıraktı ah ile zarda
Ötmek istiyorum viran bağlarda
Ayağıma cennet kiralansa da

Bağladım canımı zülfün teline
Sen beni bıraktın elin diline
Güldün Mahzuni’nin berbat haline
Mervanın elinde parelense de

Ağlama

Kader böyle imiş böyle yazılmış
Gidiyorum kara gözlüm ağlama
Mezarımız gurbet ele kazılmış
Gidiyorum dudu dilim ağlama

Ceylan bakışını üzme boşuna
Kurbanlar olayım gözün yaşına
Keder yakışmıyor hilal kaşına
Gidiyorum kara gözlüm ağlama

Emanet eyledim benli kuzumu
Arkalarda koyma benim gözümü
Getir ver çalayım kırık sazımı
Gidiyorum kara gözlüm ağlama

Mahzuni Şerif’im yollar göründü
Garip başım dertten derde büründü
Fadime’m duvağın yerde süründü
Gidiyorum kara gözlüm ağlama

«İşte ben böyle bir Halk’tan geldiğim için tükenmiyorum. Kaynak olarak Halk’ımı gösteriyorum.»

Not: Biyografide yer alan bilgiler http://www.mahzuniserif.com sitesinden alınmıştır.