sayı: üç

aşk konuşur bütün dilleri - tekin gönenç

Vedat Kamer tarafından Pa, 17/12/2006 - 17:55 tarihinde gönderildi

silme pus
ve buzul

besbelli üşüyorsun

hiç susmuyor
penguenleri
bakışlarının

ah bir dökülsen
çözülecek
sularımda düğümlerin

duyarsın
derinlerde biryerlerde
insanın insana bölünmesidir yalnızlık

in artık iklimlerime

aşksa o
hiç korkma
nasılsa konuşur
bütün dilleri

yıkık bir akşamüstü - kadir sönmez

Vedat Kamer tarafından Pa, 17/12/2006 - 17:49 tarihinde gönderildi

Yıkık bir akşamüstü bıraktın bana
Yazarken ellerim acır
Günden geriye,
Sensizlik kalır…

/Her sonbahar bir umuttur aslında
Açılabilir diye zaman
Hep beklenen
Güneşli bir yaza/

Bilekleri kesilmiş bu şehirde
Kan kaybeder aşk…
Bırakır kendini sayfalara
Bir bilinmez yaratır zihinlerde:
«Gitmek midir çare?»

körebe - nurduran duman

Vedat Kamer tarafından Pa, 17/12/2006 - 17:46 tarihinde gönderildi

Salın ey şehir
Kıskandır beni gecelerinle
Nisan yağmurları yıkarken gamsız bedenini
Süzül kendi içine, kedere, sevince.
Şimdi bir utanç duvarıdır benim gecelerim
Örülür içimde.

Kalabalık hayatım buzdağına çarptı
Yalnızlık yalnızlığımla sevişmede.
Yalnızlık dörtnala şehvet
Dörtnala korku yalnızlığım.
Boş yüreklerin soğuk evlerinde
Kaplumbağa sessizliği batışım.

Dipsiz kuyularda “uyuyan güzel” şimdi seher
Kirli sorular çırpınıyor sularımda
Cevaplaması zor yaptıklarımı
Pişmanlıklarım peşimde.

soyut - nihat ciddi

Vedat Kamer tarafından Pa, 17/12/2006 - 17:44 tarihinde gönderildi

Soyut deyince aklıma gelenler hep sınırı belirsiz kavramlar oldu; çamur gibi, kil gibi şekil verilmeyi bekleyen. İnsanlığın yüzyıllardır düşünüp de somut kavramlar diye sınırlandırdığı. Bu kavramları, kafamda tam belirginleşinceye kadar, hiçbir zaman olmayacaktı belki ama, onları hep bulanık bıraktım, kafamda belki de insanlığın şimdiye kadar fark edemedikleri vardır diye. Onları hep ilk insanların yaptığı gibi karmaşık düşünüyordum.

çeviri şiir: pablo neruda - nice damar

Vedat Kamer tarafından Pa, 17/12/2006 - 17:26 tarihinde gönderildi

SUNU

Deniz Sarsıntısı adlı kitap, denizin içindeki canlıların ve onun sürekli yenilenmesinin kutsanmasıdır. Neruda’nın Kara Ada’da bulunan evinde, Şili kıyısı boyunca yaptığı uzun yürüyüşler sırasında yazılmıştır ve bu kitabın, Neruda’nın Kumdaki Ev ve Şili’nin Taşları adlı kitaplarıyla çok sıkı bağları vardır.

kalsa da gitse - arzu çur

Vedat Kamer tarafından Pa, 17/12/2006 - 17:24 tarihinde gönderildi

her şey geçer her şey biter
kalmaz aşkların da ortası
sihirler ustası
sözcük satıcısı
bir büyü yap benden herkese
duble olsun

rakıyı mercek yapıp şiire bakan
maviyi buzlaştıran, kayayı dumanlaştıran
ben miyim sen misin her şey mi deliliği berraklaştıran

ah çok yazık deme
acınması gerekmez
birçok tarihi vardır kullanılmamış aşkları olanın
ortadan başlamayı göze alanlara açık kitap
ve son satıra ulaşmayı beceremeyen utangaçlık için
bir duble fazladan için

usta!
kalsın!
bırak!
akmasın benden sözcükler

halil cibran ve mistisizm - zafer yalçınpınar

Vedat Kamer tarafından Pa, 17/12/2006 - 17:18 tarihinde gönderildi

Arkadaşım adamı bana gösterdi: “Memleketimizin en bilge adamı bu!”
Bunun üzerine, arkadaşımdan ayrılıp kör adama doğru gittim, onu selamladıktan sonra konuşmaya koyulduk,
– Siz hangi bilgelik unsurlarına göre yaşamınızı ayarlıyorsunuz?
Kör bilge cevapladı:
– Ben gökbilimciyim.
Sonra da elini göğsüne getirerek sözünü tamamladı:
“Tüm bu güneşlerle ayları ve yıldızları gözlemlerim.” *