sayı: on bir

masal-1 - özge dirik

Vedat Kamer tarafından Çar, 14/02/2007 - 12:09 tarihinde gönderildi

ben;
baskınlardan kaçıp
evine sığınan bir babanın
sevdiğine attığı küçük bir imzayım.

kurşunların taahhütlü gönderildiği günlerde
cumhuriyet gazetesinin üzerine doğmuşum.
kıçımda büyük puntolarla seksen ihtilalinin izi
acıyor hâlâ yediğim ilk ve son iğnenin yeri.

göğüslerinde hapşurunca ben
dayanamayıp süt tanrıçam, ihbar etmiş babamı
sağcı kestanelerin göbekleri çatlarken gülmekten
çıra gibi tutuşmuş babamın kitapları.

iki bacağımın arasından, tersten bakıp
misafir beklemişim

beyin timur’ları - özge dirik

Vedat Kamer tarafından Çar, 14/02/2007 - 12:05 tarihinde gönderildi

—gece kaybetmeye ne kadar meraklı—
çok bilmiş ıslığını çalıyor yine rüzgâr.
yangının içine giriyoruz,
önce çocuksuz ve kadınsızlar
önce hep beraber.

ağacı vursan, tüm orman
Aysan’ı vursan tüm Sivas yanıyor.
bir şairin “aşkolsun” ölümü
en güzel şiiri kalıyor.

—gece kaybetmeye oynuyor—
birbirine düşman iki bulut
mayınlıyor
dize getirdiğim kentin
sarıl-sıklam sevdalılarını.

Sıtkı anlatıyor,
yarısı fondip bir (kendine) yetmişliğin garip sırlarını.
iyi ki diyorum aşka

pis-duvar - özge dirik

Vedat Kamer tarafından Çar, 14/02/2007 - 12:02 tarihinde gönderildi

Acısını bana gösteren kadın kilometrelerce yakınımdaydı dün. Kıvırcık saçlarına dolamıştı umutlarını. Çekince bir telini görüyor olmalıydı geçmişinin bembeyaz olduğunu.

Hiç dokunmadan anlattığımda gençtim daha. Şu kötü hayaller kurup, onlara ağlayabildiğim yaş. Sanırım aştı; takip mesafesini koruyamayanlara tanrının verdiği ceza.

kırılış - özge dirik

Vedat Kamer tarafından Çar, 14/02/2007 - 12:00 tarihinde gönderildi

yağmurun saklandığı yerde bırakmıştım en son
kahve telvelerinden kader kısmet kılıklı umutları.
—her an ölebilirsin— dedi doktor
karalama defterine ölümü yazdı
birkaç acı düşürücü.

gözkapaklarını sardığın yaralarımdan önce
usul kırmızı süzüldü beyazdan
ölümsüz biten yolculuklar yaşadım
sahte böcekleri ağustosun
ağır gelmedi ben’liğim kadar.

gidiş tarihimin rötarından sorumlu bahar
bir buğday atası gibi yorulduk
değirilenler adına değirmene karşı
anlamadılar.
aşı tatilinde bir orman

heykel - özge dirik

Vedat Kamer tarafından Çar, 14/02/2007 - 11:52 tarihinde gönderildi

her heykel söküleceği günü bekler
güvercin pislikleri ve kararan yaldızların altında
tek tanıktır yoksulların ölekaldığı bir bank

halkın zehrini fikrinde taşır yıktığının yerini alan kral.
ve ışıklarla söndürür, çelenklerle öldürürler kahramanları
tarihin yenik domino taşlarıdır, ardındaki yığınların son sloganları

hiçbir yapıcı, geriye dönük bakışları sökemez gözlerinden
kıvrımlarında taşlaşan inanç yosun tutar bir sonbahar sabahı
zafer şarkıları bezgince söylenir artık,
kalplerde yeni bir mırıltının işgali.

seher eskidi. - özge dirik

Vedat Kamer tarafından Çar, 14/02/2007 - 11:51 tarihinde gönderildi

                          G. Bilal’e

eli şiir tutan bir adamdı hayaliniz
oysa tanrının şair dediğine
deli diyor gören
sözlüğe maya çalarken.
önüne çırılçıplak çıkan topu görünce
mesleğine küfreden
ve en sağdan gitmeye zorlanmış
bir kamyon şoförüydü kocanız.

masalınız var - özge dirik

Vedat Kamer tarafından Çar, 14/02/2007 - 11:48 tarihinde gönderildi

ardından baktığımda
kötü karanlık gülüyordu.
sana kimse söyleyemedi
sevdayı, gidenlere harcamak
bir “ben” klasiği.

imana, kitaba dokunulmadan
soyulup, başucuna konulan
esrarla geri kazanılmış
bir fahişe gibi
ağlıyordu an.

ben trenlerin makaslandığı yerlerde
yanlış raylara yatmış bir intihar budalası
çocukların kahkahalarıyla açtım
yaşlanmış gözlerimi

çok açtım
bir şarap kılığında gelmiştim masanıza
ilk yudumunda reddettiğiniz bedenim
garsonların eğlencesi oldu
ilerleyen saatlerinde gecenin.

[isimsiz] - özge dirik

Vedat Kamer tarafından Çar, 14/02/2007 - 11:45 tarihinde gönderildi

Akasyalar kaçarken
yarınlarınız ıslanmış buruşuyor,
gelin bir yatak bulalım.
işçiliği çok fazla beyazlarınızın,
zarar edersiniz, bozdurursanız.
dünya güzelisiniz ama
beyazı siyah görüyor gözleriniz.

bir bir gece masalları okuyorsunuz
sosyal sınırlar kurumu hastahanelerinin
kürt-aj sahnelerinde.
göz aldanması diyorlar nasıl olsa
korkmuyorsunuz çoğalmaktan.
içinizin anahtarını yutuyorsunuz
günde her defa.

göz ucunuzdaki aşırı tahriş olmuş çocukluğunuzun
çaresizliği mutluluk aslında;
var mıdır -bici-yle biten kelime

ikigen - özge dirik

Vedat Kamer tarafından Çar, 14/02/2007 - 08:55 tarihinde gönderildi

işaret parmağınızdaki
intihar eğilimli çirkin yüzük
zehir almaya geldi dün, bana.

hiç dokunmadan anlattım
aşk;
takip mesafesini koruyamayanlara
tanrının verdiği ceza.

kadehimden dudaklarınızı çekseydiniz
mantarımı içine düşürmezdim
dünyanızın.

hiçbir göz yörüngesine yetmez.
ne sidik, ne polis
yağmur söktü afişlerimizi
tabağımıza yemek
midemize esaret koydular.

vücudunuzda,
siyahı marifet sanan benleriniz
çikolata damlalarına dönüşebilir bu gece
yastığınızdaki rimel lekesini
zor yazılmış bir mektuba sayarım,