sayı: iki

bahar sıkıntısı - vedat kamer

Vedat Kamer tarafından Ct, 04/11/2006 - 18:05 tarihinde gönderildi

baharda yalnızlık gibiydi
yağan dolu gönlüme
şimdi sadece biz olurduk
nisan yağmurunda sahilde
ıslanırdık ıslanırdık
                       birlikte

yalnız bir adaya
hırçın dalgaları vurur ihanetin
ışık yok gecede
sen yoksun yine
bahar aldatıyor ikimizi de

yağmura dönüşmüş gözyaşlarım
rüzgârla uzaklara

denizden çok, çöplükleri - ulaş nikbay

Vedat Kamer tarafından Ct, 04/11/2006 - 17:54 tarihinde gönderildi

o şarkı nasıl söylenir
ki anlatacak senin yokluğunu
teslimiyetin zaferi hangi bayrağa yaraşır
kurur içimde bir sen
sarı bir yaprak olur düşer

dahil ettin işte kendini
içimin uçurumlarında kaybettiklerime
infaz nasıl bir mahkûma yakışmazsa
deniz dalgasında öyle durulmaz…
içimden hangi papatya yolundu
yokluğun bir gece uykuma sokuldu

zaten bu şehir de çürümeye başladı
çöp toplayanlar artarmış gitgide
martılar denizden çok, çöplükleri
yuva etmiş kendine

o şiir nasıl okunur
ki atmıştı leşimi bir çöplüğe

mektup - gökçe polatoğlu

Vedat Kamer tarafından Ct, 04/11/2006 - 17:53 tarihinde gönderildi

senin hayalin… kollarımdan tutmuş aşağı doğru çekiyor beni. şarkılar çalıyor. şarkılarla ilgili çok yazdım, seninle ilgili de… olmamış şeyleri yazmıyorum ki! istanbulda bir tramvay var. gerçekten var! ben tramvayda yaşadığım günleri yazıyorum. insanlara anlatıyorum. tünelde kahveler var, dükkânlar var. tünelde sen vardın. rengârenk insanlar var. hatta inanmazsın hâlâ doors çalanlar var etrafta. sen de doors çalardın. sokaklarda hayal kurabilen insanlar… onları anlattığım zaman yalan olmuyor hiçbir masal. hangi masal yalandı ki?

görme denemeleri - kadir aydemir

Vedat Kamer tarafından Ct, 04/11/2006 - 17:52 tarihinde gönderildi

I

Vapur yanaştı; iskele… Mandalina kabuğunun içine «seni seviyorum» yazıp az önce deliren köpüklerin içine attım…

II

Yol boyu yürüdüm, incir topladım, arılarla birlikte su içtim kuyulardan, güneşin içe işleyen sıcağından kaçıp bu eski otobüs durağına sığındım. Kimse yok bekleyen benden başka, otobüs de gelmeyecek, biliyorum. Örümcekler bile terk etmiş burayı. Topallayarak bir köpek geçiyor önümden… Korkuyorum ve yürüyorum.

III

insanı anlayabilme yolunda insanî bir bakış: 'sevgi' - emrah altınok

Vedat Kamer tarafından Ct, 04/11/2006 - 17:51 tarihinde gönderildi

İÇİN DIŞINDAN KOPAN DIŞIN İÇİ: ‘İNSAN

“Öteyi yaratan acı ve güçsüzlüktür.” — Nietzsche

Biz insanlar problemliyiz. Dağılmak istiyoruz. Baş başa ama yalnız olmak istiyoruz. Baş başa olmak çatışmayı getiriyor; yalnız olmaksa gücümüzü yıpratıyor. Baş başa olmamak güven isterken; yalnız olmamak kişisel ödünler gerektiriyor. Aslında biz dağılmak istiyoruz.

mabrahar - mehmet ulaş oral

Vedat Kamer tarafından Ct, 04/11/2006 - 17:37 tarihinde gönderildi

Işık saçlarının arasına girer, içerilere
İçten ve güzel olan yerlerine sokulur, ulaşır
Düşlerine. Dudaklarında kaç ölü çocuk, kaç eski aşk
Yalın ayaklığında. Yoldan geçerken herhangi birine
Selam verebilirce gülümser yüzün, yaban bir otlakta
Ya da ıssız bir adada. Oturur, konuşur Mabrahar; suçsuzluğun
Tanrısı, tanrının diğer yarısı ve masumluğun. Çocuk
Gülüşünde üç-beş eski şarkı taşırsın, oval yüzünde ve siyah
Bakışında bir rahibenin kıvancı… Öylece dolaşırsın. Işıldayan

minibüs - özgün ulusoy

Vedat Kamer tarafından Ct, 04/11/2006 - 17:19 tarihinde gönderildi

Aynı anda geçen onlarca minibüs arasından birisi vardı ki, çözülmez bir duygu akıtıyordu yola. Kendine karşı delice bir inatla beklemiş, ama hep bekletilmiş bir adamın kaygıları süzülüyordu minibüsün içinden geceye. Hızla geride kalıyordu her şey, yol çizgileri, saraylar, Haliç, ışıklar, karanlıklar… Adam kafasının içindekileri dışarı atmak, onları ardında bırakmak için sonsuz bir arzu duyuyordu.

ağlamak isteyen tek ben değilim, günleri üleşiyorum - alper akdeniz

Vedat Kamer tarafından Ct, 04/11/2006 - 15:28 tarihinde gönderildi

birinci gün; okuyorum, eskimiş fotoğraflarımı yırttılar

yüzünü ışıklara dön, kapılar var iğreti hayatlarımıza açılan
yollardaki kesik çizgiler miydi tükenen?
yoksa, levhalarını mı yitirmiştik kaybolup gittiğimiz adreslerin içinde

adını koyamadığım ne çok ölüm var
bak bu yıl nâzım yılı, vatansız şairlerin doğum günü bugün!
çocuklarla toplanıp, günlükte eskimeye yüz tutmuş her ne varsa okuyoruz